Türkiye'nin Canı

Biyolojik çeşitlilik demek, yaşam demek! Yaşamak için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlı!
Gereksinimlerimizi karşılamak için yaşamın çeşitliliğine muhtacız. Ancak bu zengin çeşitlilik, bizden kaynaklanan nedenlerle kayboluyor. Bu durum hepimizi yoksullaştırıyor. Bağımlı olduğumuz yaşam sistemlerinin iklim değişikliği gibi giderek büyüyen tehditlere karşı koyma gücü azalıyor.

Biyolojik çeşitlilik: Yaşamın görkemi


Biyolojik çeşitlilik demek; yaşam, dünya, bütün yerkürede hayatın çeşitliliği demek. Bugün dünya üzerinde bulunan biyolojik çeşitlilik, dört milyar yıllık evrimin sonucu olan milyonlarca biyolojik türü içeriyor. Ancak, dünya görece yeni bir zamandan beri, giderek artan bir hızla türlerini ve onların yaşam alanlarını kaybediyor.

Kaç türü kaybediyoruz?


Bu soruya yanıt vermek oldukça güç. Aslında, dünyada nelerin var olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Dünyamız büyük ve karmaşık. Bilim sürekli yeni türler keşfediyor. Ancak, gidişatın hiç de iyi olmadığını gösteren pek çok veriye sahibiz. Yaşadığımız biyolojik çeşitlilik kaybının boyutu hakkında fikir edinmek için, bilimsel bir analize girişelim.
• Uzmanlara göre, bugün tanık olduğumuz tür kaybının hızı, nesillerin doğal olarak tükenme hızından 1.000 ila 10.000 kat yüksek.
• Uzmanlar her yıl bütün türlerin %0,01 ila 0,1’inin soyunun tükendiğini söylüyor.
• Dünyadaki tür sayısına ilişkin düşük tahminler doğruysa, yani gezegenimizde yaklaşık iki milyon farklı tür varsa, her yıl 200 ila 2.000 türün soyu tükeniyor demektir.
• Ancak, tür sayısına ilişkin yüksek tahminler geçerliyse, yani gezegende bizimle birlikte yaşayan 100 milyon farklı tür varsa, her yıl 10.000 ila 100.000 türün soyu tükeniyor demektir.
Görünüşe bakılırsa, jeolojik tarihteki soy tükenme olaylarının aksine, bugünkü tükenme sürecinden tamamen tek bir tür, yani bizler sorumluyuz.